Alışverişin tarihi ilk insanla başlar. Ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla, alışverişin serüveni, Doğu’dan Batı’ya, toplumların serüvenidir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna, sanayi toplumundan bilgi toplumuna doğru, alışverişin yapısının değişmesine rağmen, özünde köklü değişiklikler olmamıştır. Bütün toplumlarda ekonominin lokomotifi olarak alışveriş, tarihin her döneminde önemini korumuştur.
*
Tarih içindeki büyük yerleşim birimleri, alışveriş yolları üzerinde kurulmuştur. Alışverişin olmadığı yerde insan, insanın olmadığı yerde üretim, üretimin olmadığı yerde de şehir olmaz. Mekke, Medine ve Kudüs başta olmak üzere, bütün büyük şehirlerin temelinde, alışverişin tetiklediği üretimle gelen, zenginlik patlaması vardır. Dünyanın dört bir yanına dağılan büyük şehirler, alışverişin bütün insanlığa kazandırdığı, paha biçilmez hazinelerdir.
*
Müslümanlar Hristiyanlar gibi, ticarete soğuk bakmazlar. Hristiyanlar dünya ile öteki dünyayı birbirinden ayırırken, Müslümanlar iki dünyayı birbirinden ayrılmazlar, bir bütün olarak görürler. İslam kültüründe, dünyaya öteki dünyanın tarlası gözüyle bakılır. Dünyada toprağa atılmayan buğdayların, öteki dünyada başakları toplanmaz. Dünyada başlayan alışverişte dürüstlük yarışları, yarış sonuçlandıktan sonra da devam ederler.
*
Ekonomik hayatta olduğu kadar kültürel hayatta da, dürüstlükten uzaklaşanlar, toplumların bütün kesimlerine, büyük zararlar vermekle kalmazlar, her alanda etkilerini gösteren haksızlıklara kapı açarlar. Bunun için Müslümanların, kültür ve ekonomi dünyalarında, dürüstlüğün ve dürüst insanların vazgeçilmez bir yerleri vardır.Onlar bereketli topraklara benzerler, aldıklarından çok daha fazlasın verirler. Ana kaynaklarda onların iki dünyada, kurtuluşa erecekleri sürekli tekrarlanmıştır.
*
Alışveriş kültürünün zenginleştiği toplumlarda, öncelikle zorunlu ihtiyaçlar karşılanarak, zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul olmazlar. Hayatı kolaylaştıran ve güzelleştiren bolluk, toplumun yüksek gelirli kesimlerinden, düşük gelirli kesimlerine doğru dalga yayılarak, yoksulları daha yoksullaşmaktan kurtarır.Bu yüzden Mark Skousen’nin “Abide eser” dediği Adam Smith’in “Milletlerin Zenginliği” kitabı, bütün dünyada yankı bulmuştur.
*
Dürüst insanların düşünce ve eylem, dünyalarında ister alanlar, isterse satanlar olsun, kimseye haksızlık yapmadan tartan terazinin vazgeçilmez bir yeri vardır. Alışverişte önemli olan, hem alanların hem de satanların kazanmasıdır. Bunun için Anadolu’da, terazi adaletin olduğu kadar, alışverişte dürüstlüğün de simgesi olarak kabul edilir.Alışverişte başarılı olmanın sırrının, dürüstlükte gizli olduğuna inanılır. Dürüstlükten kimseye zarar gelmez.
*
Alışverişte herkes iyilikleri özendirmek, kötülükleri önlemek sorumluluğunu taşır.
*
Her iki dünyada da hiçbir iyilik ve hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz.
*
Hayatın yaşanır kılınmasında en büyük sermaye dürüstlüktür.
*
Dünyada iyilik ekenler, öteki dünyada kötülük biçmezler.
*
Aldatanların mumları yatsıyı kadar yanmazlar.
*
İnsanları aldatanlar kendilerini aldatırlar.
*
Dürüst olmak en büyük erdemdir.
DÜNYA PAZARLARINDAKİ DÜRÜSTLÜKTEN KİMSE ZARAR GÖRMEZ
Yorum Yazınız