Anadolu insanının kurduğu şehirlerin merkezinde, “üç m”den oluşan, mabet, mektep ve meydan vardır. Dünyanın neresinde olursa olsun, her şehirin odak noktasında, söz konusu “üç m” görülür. Sahanda pişirilmiş bir yumurtada, sarının çevresinde beyazın genişleyerek yayılması gibi, şehirler de konutlarla üçlü çekirdeğin çevresinde halka halka büyürler. Büyüme doğal sınırlarına ulaşınca, sahandaki ikinci yumurtaya benzer bir şekilde, başka bir yerleşim alanının sınırları başlar ve doğal büyüme devam eder.
***
Anadolu şehirlerinde, merkez ve çevre farkı yoktur. Her merkez bir çevredir, her çevre bir merkezdir. Şehirler merkez ve çevresiyle, birbirini tamamlayan bir bütündür. Merkez ve çevre, birbiriyle iletişim ve etkileşim içinde, yumurtanın akı ve sarısı gibi, bir bütünün ayrılmaz iki parçasıdır. Semerkant’tan Saraybosna’ya kadar Türklerin elinde büyüyen ve gelişen şehirlerde, kentsel büyüme sürecinde büyük farklılıklar gözlenmez. Dünyanın her yanında şehirler, ekonomik gelişmenin lokomotifi olmuşlardır. Kentsel büyüme, ekonomik büyümeye yeni boyutlar kazandırmıştır.
***
Dünyadaki bütün ülkelerde, şehirlerin merkezleri, çevrelerinden daha hızlı gelişir ve daha büyük değer kazanır. Tarihin her döneminde, şehirlerin merkezi kolay kazanç kaynağı olmuştur. Rant paylaşımının, risk paylaşımının önüne geçtiği toplumlarda, merkez ile çevre arasındaki uyum ve düzen altüst olur. Doyma bilmez, açgözlü rant avcılarının elinde, hayatı kolaylaştıran şehirler, hayatı zorlaştıran şehirlere dönüşürler. Şehirlerin rant avcıları, kazançlarını artırmak için, çevreyi merkeze dönüştürme yolunda, büyük yıkımlara gitmekten kaçınmazlar.
***
Dünyanın her yerinde rant avcıları, hem geçmişe hem de geleceğe duyarsızdırlar, daha çok kazanmak için bir elleriyle yaptıklarını bir elleriyle yıkarlar. Rant avcılarının doğal hayata başkaldıran, göklere isyan edercesine yükselen çok katlı binaları, bütün insanlığa maliyetleri beklenildiğinden çok daha büyük olacaktır. Konut yokluğunun bedelini toplumun bir kesimi, konut çokluğunun bedelini ise toplumun bütün kesimleri öder. Çevre ile merkezin dengesini bozanlar, farkında olmadan ekonomik dengeleri de altüst ederler.
***
Şehirlerde merkez ve çevre arasındaki ilişkilerinde, merkezlerin öncelikleri vardır, ancak ayrıcalıkları yoktur. Toplumsal denetim mekanizmalarıyla, merkezlerin önceliği ayrıcalığa dönüştürme güçleri dengelenmelidir. Şehirlerde çevrenin her istediğini, verecek kadar güçlü olan bir merkez, herkesin sahip olduğunu geri alacak kadar büyük ve karşı konulmaz olur. Merkezle çevre arasındaki alışverişlerin düzenlenmesinde en etkili merkez, en az merkez olan merkezdir. Çevreye saygı göstermeyen merkez insana değil, ranta sevgi gösterir.
***
Şehirlerde merkez ve çevrenin sağlıklı bir biçimde uyum ve dengeyi bozmadan büyümesi, kimsenin karşı çıkmadığı kültürel, siyasal ve ekonomik bir süreçtir. Sorun, merkezlerde yoğunlaşan rantın, çevre ile merkez arasında kimseyi haksızlık yapmadan, herkesin hakkının verecek bir altın oranda dağıtılmasıdır. Yaşanabilecek şehirler için, dünün çözümleri bugünün sorunlarıdır. Çevre ve merkez ilişkilerinin altüst olduğu şehirlerde verimli olan yatırımlar, hızla verimsiz olan yatırımlara dönüşürler. Merkezlerde verimlilik verimsizliktir, verimsizlik verimliliktir.
***
Yeni dünyada rant peşinde koşanlar değil, risk peşinde koşanlar güçlüdür.
***
Bütün şehirlerde ekonomik karlılıktan önce, toplumsal karlılık gelir.
***
Şehirde rant her şeydir diyenler, rant için her şeyi yaparlar.
***
ŞEHİRLERİ RANT AVCILARINDAN KURTARMAK
Yorum Yazınız