İnsanlık âlemine Hakk’ın bir tebessümü olan Hazreti Mevlâna, terbiyecilik ve öğreticilik şevkini, aşk, şiir, ve sanat hazinelerini çeşitli yollardan ve çeşitli eserlerle insanlığa sunmuş ilâhi bir rahmettir.
Didaktik kabul edilmiş olmasına karşın, bir fikir ve ruh lirizminin apaçık beyanı olan muhteşem Mesnevi’si ile felsefe ve imanı kuru nazariyeler olmaktan çıkarıp hayata mâl etmiş böylece de yaratıcı ve aksiyoncu bir kimlik bahşettiği tefekkürüne can vermiştir. İnsan psikolojisini çok iyi bilen Mevlânâ, imanını ve felsefesini yaşamla aynileştirirken bu şahane zihin ve vicdan bereketinin başına güzel sanatların tacını giydirmesini de bilmiştir.
Saz, söz ve raks el ele vererek, iman heyecanlarını ve ibadeti, ilâhi bir vecd ve kendinden geçiş hâline yüceltmiştir. Bu suretle de Âdemoğlunun çeşitli frekanstaki dağınık enerjisi, tek ve birleşik bir kudret kaynağı hâlinde toplanıp kudretlenerek, insanla Allah arasındaki engelleri yıkan büyük ve ilâhi heyecanın ta kendisi olmuştur.
Mevlâna’ya yalnız bir mütefekkir terbiyeci, bir sanatkar hatta bir kahraman gözüyle bakmak yeterli değildir. Çünkü O, aynı zamanda bir medeniyet kurucusudur. Öyle ki topsuz, tüfeksiz, kansız, kılıçsız giriştiği irfan savaşı ile gelecek zamanları fethederek kurduğu medeniyeti, bu gök kubbe altında âbideleştirmiş büyük dehadır.
Bir ruh mimarı, bir sanat ve fikir yapıcısı, bir medeniyet kurucusu olan Mevlâna Celâleddini Rûmî, 13. Asır Anadolu’sunun huzursuz haritasını, bir tarla sürer gibi kazmış, bellemiş, ekmiş, gelecek zamanların manevî ve medeni zahiresini hazırlamıştır.
Askeri, siyasi, iktisadi bozukluklar içinde kıvranan Anadolu halkına ilâhi heyecanın, aşkın, saf imanın kapılarını açmıştır. 13. Y.Y. Kana, ateşe bulanan bu coğrafyada, büyük veli insanlık tarihine deva olarak gönderilmiştir adeta. Sevgiyi, Aşkı bütün dertlerin devası olarak tanıtmıştır. Bu İlâhi kudrete “Ey bizim sevdası güzel olan Aşkımız, Ey her derdimizin tabibi, şadol.” Diye seslenmiştir. Yine başka bir seslenişinde de şöyle demektedir. “Peygamberimizin yolu Aşk yoludur. Ben, Aşka tâbiiyim, rehberim, hocam odur.”
Mevlâna H.z yedi düvele ikram ettiği şevk, iman ve hikmetini İlâhi Aşk’tan almış ve Tanrı saçısı olarak tüm insanlığa armağan etmiştir. Yaşamı boyunca kemâlini, cemâlini insanlığa akıtmış olan büyük veli yüzyıllardır saçısına devam etmektedir. Açtığı yolda yürüyenleri ve ayak izlerini takip eden pek çok sevdalıları öğretisini hâl edinebilmek ve yaşatmak için çalışmaktalar.
Yararlandığım kaynak: ÂBİDE ŞAHSİYETLER- KÜLTÜR BAKANLIĞI- SAMİHA AYVERDİ