Neler duyuyoruz neler!
Cenneti pazarlayıp pay edenler.. Ihlas süresini 100 defa okutup cennete gönderenler.. Şu kadar tespih çekersen günahların af olur diye insanın iç alemine allak bullak edenler.. Kişinin batıni durumu analiz edilmeksizin esma üstüne esma yükleyip takvayı nefsinden dağıtanlar..
Neler neler..
Hak mıdır bu? Allahlık değil midir bu?
Orta Çağ Avrupasını anımsayalım. Neden kiliseler çöktü? Neden karanlık çağ denildi ?
Çünkü dini nefsani güdülerine kullanmaya başladılar.
Insanların inançlarındaki safiyetlerini ve dini hassasiyetlerini kilisenin dünyevi mal edinmesi için cenneti pazarlayarak kullandılar.
Yeri geldi insanları suçlu ilan edip dinden çıkardıkları gibi zulmettiler.
Peki bugün kendini bilmezlerin yukarıda saydığımız pazarlamaya girişmesinin bundan bir farkı var mı?
Ihlas süresini 100 defa okuyup cennete gitmeyi vaat edileceğine ihlası süre olarak algılamadan çıkarıp hal edindirip kendini hiç eylenmeyi öğretsene, anlatsana!
Sonra da bu durumu eleştirenleri samimiyet yargısına taşırlar.
Samimiyetten bihaber olanlar dini Islam üzerinde böyle tehlikeli oyunlar oynanmasına karşı gelenleri yargılar oldular.
Işte asıl şuursuzluk burada!
Hem de had safhada!
Cenneti pazarlamaya kalkan, sayıyla şekle odaklayarak insanların aklıyla oynayan ve dahi ruhsal çöküntülere sebebiyet veren kendini bilmez hocaların varlığı ne kadar tehlikeliyse bunların söylediklerini savunarak yürütmekte o kadar tehlikeli ve Islam’a zarar vericidir.
Daha doğrusu Islam’ı Peygamber Efendimizin tebliğ ettiği gibi anlamaya zarar verilir ki o zaman yaşanılan Islam olmaz.
Islam’ın sayıyla işi yoktur. Şekil nizam içindir ki merkezde değildir.
Allah cennetini sayıyla dağıtmaz. Allah ahlâkî erdemi hal edinip samimiyetle teslim olarak O’nun yolunda cehd etmeyi anlatır.
Peygamberlerin hayatlarını Kur’an’da anlatarak bu cehdi insanlığa idrak ettirerek Insan olma yolculuğunu hal ettirme buyrulur.
Insanın kendi öz benliğine yani yaradılışındaki özünü kıymetini ortaya çıkarılması emredilir. Ki emrolunduğun gibi ol yani dosdoğru.. Istikamet ve ihlas üzerinde sırat-ı müstakim de salih amelle yürü..
Şimdi biz Kur’an’ı hal etmeden 100 defa 1000 defa Ihlas okusak sonra da dönüp etrafa bağırsak, nefsimize bir bir taneler taşıyıp böbürlensek, kibre, kine, dedikoduya odun taşısak o ihlas suresi bizi cennete taşır mı?
Yardım etmekten, paylaşmaktan inşirahtan bihaber ömrü heba etsek 10000 defa esma günün her vaktinde çeksek ne fayda?
Burada mı samimiyet yoksa Allah yolunda cehd etmekte mi?
Peygamber izinde yürütmekte mi samimiyet?
Samimiyetten bihaber yargılamalara girişmek şuursuzluk değil de nedir?
Bundan dolayıdır ki yoğun bakımda bitkisel hayatı sürdüren insanlar sadece hastahaneler de değildir, işte böyle şuursuzca yaşamını idrak etmeden sürdüren bitkisel hayatta olduğundan bihaber ayaklı yoğun bakım hastaları çoktur!
Allah hepimizi böyle şuursuzca bitkisel hayata girmiş yaşayan ölülerden olmaktan esirgesin.. Kalın kalın perdelerimizi birer birer kaldırabilme idraki ve kabiliyeti bahşeylesin inşallah ki Din-i Islam’ı şaha kaldırabilelim..
Şuursuzluk Had Safhada!
Yorum Yazınız