Süper Lig bu sene oldukça heyecanlı geçiyor. Şampiyonluk yarışında ve küme düşme hattındaki takımlar kıyasıya rekabet içinde. Dolayısıyla her takım için her maçta kazanılan puan veya puanlar çok şey ifade ediyor.
Dün akşam Fenerbahçe ile Osmanlıspor arasındaki mücadelenin ilk yarısı bu kıyasıya rekabetten çok uzaktı. Fenerbahçe şampiyonluğa oynarken Osmanlıspor ise kümede kalma savaşı veriyor. İki takımın da baskılı oynayıp pozisyon bulması lazımken Osmanlıspor geriye yaslanıp rakip defans arkasına top atmakla pozisyon bulmaya çalıştı. Ya hu profesyonel takımlar bu taktiği yer mi? Atılan her top ofsayt olarak kendilerine geri döndü.
Fenerbahçe ise kapanan rakibine karşı kanat organizasyonu geliştirmeye çalıştı. Ortalar, kornerler vs. Şener’in pozisyonundan başka bir önemli bir şey yoktu ilk yarıda. Veya ben hatırlamıyorum. Bir şeylerin eksik olduğu ayan beyan ortadaydı. Aykut hoca bunu çok iyi gördü ve kendinden hiç beklenmeyen bir şey yaparak ikinci yarıya oyuncu değiştirerek başladı. İleride top tutabilecek ataklara yön verecek 22 kişilik kadrodaki tek oyuncu olan Valbuena’yı oyuna sürdü. Bir nevi de Galatasaray maçında yaptığı hatayı tekrarlamadı.
Valbuena’nın oyuna girmesiyle ataklarda daha rahat çıkan Fenerbahçe bulduğu ilk golle de ipleri eline aldı. Yenilen golün tartışmalı olmasından dolayı “ki tartışılacak hiçbir şeyi yok” morali bozulan Osmanlısporlu futbolcular oyun disiplininden uzaklaştı. Bu durum Fenerbahçe’nin elbette işine geldi. Zaten ikinci golü bulmak da zor olmadı. Atağa çıkarken yapılan bir top kaybı hazırlıksız Osmanlıspor savunmasını darmadağın etti.
Maç sonunda Aykut hocanın yapmış olduğu açıklamayı anlamakta oldukça zorlandım. “Bütün maçları kazansak bile nereye varacağımızı bilememek sıkıntı” demiş. Tamam da hocam durumun bu hale gelmesinden dolayı siz sorumlu değil misiniz? Birkaç maç hakkında konuşalım madem:
Evinde oynadığı Kayserispor maçında makine gibi işleyen Fenerbahçe’de oyuncu değişikliği oluyor. Makinenin dişlisi Valbuena çıkıyor ve yerini başka bir oyuncu alıyor. Bu dakikadan sonra da Fenerbahçe’nin atakları bıçak gibi kesiliyor. Oyundan düşmüş olan Kayserispor futbolcuları iki tane gol bularak karşılaşmayı 3-3’e getiriyor. Burada sorumlu kim?
İlk yarının sonunda oynana Konyaspor karşılaşmasında sahaya çıkan 11’in verimsizliği yetmezmiş gibi bir de forvetsiz bir kadro sürüyor sahaya Aykut hoca. Fenerbahçe’nin taktiği bellidir. Kanat organizasyonları ile gol arar. Peki kanat organizasyonu düzenlerken ortalara kim kafa vuracak? Fernandao kadar olmasa da Solado’nun da hava hakimiyeti yüksekti. Oynatsaydınız ya onu!..
Galatasaray karşılaşması. Sadece taraftar değil sahadaki futbolcular adeta bağırıyor “Valbuena’yı oyuna al” diye. Bir inat uğruna maçın neredeyse sonunda oyuna aldı. Aldı ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti.
Amacım geçmişin mukayesesini yapmak değil. Tamam bu sene bireysel hatalardan çok fazla gol yendi ve bundan dolayı yapılan puan kayıpları bir hayli fazla. Hocanın bireysel hatalarını görmemek takıma büyük saygısızlık olur. Samimi olalım lütfen.
Fenerbahçe bu haftayı yine 3 puanla kapattı. Kaldı 7 hafta. Öyle haftalar ki artık “haticeye değil neticeye bak” haftaları oldu. Takım iyi veya kötü oynayıp puan kazanmış ya da tam tersi şekilde puan kaybetmiş. Bu durumlara hiç bakılmıyor artık. Çok önemli bir 3 puanı aldı. Önümüzdeki hafta Sivasspor karşısında daha zorlu bir maça çıkacak. Burada tökezlerse iş biter. Ne diyelim… Hayırlısı