Dünyanın her yerinde, ülkelerin yangın alanına dönüşmesini önlemede, en büyük sorumluluk aydınlara düşer. Aydınlar görevlerini yerine getirmezlerse, bir ülkedeki yangın, bütün ülkelere sıçrar. Julien Benda’nın, “Aydınların ihaneti” kitabında vurguladığı gibi, Avrupalı aydınların iki dünya savaşı arasında, Avrupa’da yükselen emperyal ve milliyetçi akımların yükselişini, engellemedeki başarısızlıkları, bütün Avrupa’yı kan gölüne çevirmiştir.
Avrupalı ve Asyalı ülkeler farkının, ortadan kalktığı kare dünyada, İslam dünyasının yangın alanına dönüşmesinden yalnızca Avrupalı ya da Asyalı aydınlar değil, kare dünyanın bütün aydınları sorumludur. Aydınlar kendi inançları ne olursa olsun, bütün toplumların inançlarına saygı göstermek zorundadırlar. İnanç haklarının olmadığı bir dünyada insan hakları olmaz. İnsan haklarının güvence altına alınması gerekir. En önemli insan hakkı inanç hakkıdır.
Batı dünyası, İslam dünyasındaki sorunların boyutları ne olursa olsun, seküler dayatmacılığı bir kenara bırakıp, “Herkesin inancı kendine, kimse kimsenin inancını küçümseyemez”, demesini öğrenmelidir. Avrupa’da seküler kültürün yıldızının parlaması, kutsal kültürün ışığının söndüğü anlamına gelmez. Avrupa ve Amerika, İslam dünyasına silah zoruyla, seküler din ihracından vazgeçmezse, Bağdat, Sana, Şam ve Kabil’deki savaşı, Paris, Londra, Berlin ve New York’ta taşır.
Bağdatlı aydın Ali A.Allawi, “İslam Uygarlığının Buhranı” kitabında, “Son evrensel İslam Devleti olan Osmanlı Devlet’inin hazin parçalanışı, ardından Avrupa sömürge imparatorluklarının elli yıl içinde dağılmasıyla sonuçlanmıştır.” demektedir. Müslüman ülkeler devletleşme sürecini tamamlamışlardır. İslam’ın Orta Doğu’da toplumsal, siyasal ve kültürel hayatın ana kaynağıdır. Orta Doğu bütün büyük dinlerin ana vatanıdır. Hiçbir din Avrupa’da doğmamıştır. İslam dünyasını, büyük bir enkaza dönüştüren Amerika ve Rusya,Yirmi birinci yüzyılın sonuna varmadan bir nükleer füzeyle, her ikisi de büyük bir enkaza dönüşecektir.
İslam İspanya’dan bütünüyle, Doğu ve Kuzey Avrupa’dan kısmen çekildiği Batı dünyasına, beklenmedik bir dönemde geri dönmüştür. Aslında İslam Avrupa’yı hiç bırakmamıştır. Araplar,Türkler ve Tatarlar yüzyıllardan beri Avrupa’dadırlar.
Batı dünyasının karşısında, Filistin gibi, yakılmış, yıkılmış, ancak inancını ve direncini yitirmemiş bir İslam dünyası vardır.
Batı dünyası Müslüman ülkeleri Filistinlileştirerek, bütün dünyayı Filistinleştirmiştir.
Dünyayı Filistinlileştirenler, kısa zamanda kendileri de Filistinleşirler.
Rusya Avrupa ve Amerika’yı Filistinleştirmeye hazırdır
Bir kıvılcım bütün dünyayı Hiroşimalaştırır.