“Dünya Barışına Giden Yol, Barış Şehri Kudüs’ten Geçer”
Duvarların yıkıldığı bir dünyada kültürler arası yarışta güç, ülkelerden şehirlere geçiyor. Bir kültürün zenginliği şehirlerine somut bir biçimde
yansır. Şehirler mabetleri, çarşıları, okulları, iş yerleri ve evleriyle ait olduğu medeniyetlerin bilgelik kaynaklarını oluştururlar.
Yüzyılların içinde oluşmuş tarih yüklü şehirleri olmayan medeniyetlerin, yeterli kültürel derinlikleri ve gerekli ekonomik zenginlikleri olmaz. Şehirler dünyanın her yerinde, bir yaşama biçimi olan medeniyetlerin açık üniversiteleridir. Tarih içinde her medeniyetin çatısız açık üniversiteleri olmuş, bilgi ve bilgelik kaynağı kutlu şehirleri vardır.
İslam medeniyetinin kutlu şehirleri de Mekke, Medine ve Kudüs’tür. Tarihin derinliklerindeki İslam medeniyetini bugüne taşımak için, her şeyden önce kutlu şehirlere yolculuk yapmasını bilmek gerekir. Mekke’nin tarihi bütün insanlığın ataları olan Adem ve Havva ile başlar.
Mekke, Medine ve Kudüs’ü kapsayan bir yolculuk, bilinen bütün peygamberlerle birlikte bütün insanlığın tarihine yapılmış uzun bir yolculuktur. Kutsal kültürün kutlu kentlerinin tarihi, insanlığın bilinen dört bin yıllık düşünce ve eylem tarihidir.
Tarihin ana dinamiklerini keşfetmek ve onların geçmişten geleceğe uzanan yansımalarını izlemek, kutlu şehirlerin ekonomik, siyasal ve kültürel bütün boyutlarıyla yeniden yazılmasına ve yeniden yorumlanmasına bağlıdır.
Kutsal kültürün kutlu şehirlerine dost olmayanlar, tarihe, coğrafyaya, düşünceye ve kültüre dost olmazlar. Tarihin derinliklerine doğru uzun
yolculuklar yapmadan, bütün toplumların kendilerini yenilenmeleri mümkün değildir.
Toplumların bir elleri kendi şehirlerinde, bir elleri de kutlu şehirlerde gözleri de gelecekte olmalıdır. Bilgi ve bilgelik kaynağı kutlu şehirler
zaman kadar eski şehirlerdir.
Kudüs de Mekke ve Medine gibi, bulunduğu ülkenin sınırlarının içine sığmayan bir şehirdir. Kudüs binlerce yıllık tarihiyle yalnızca ne Yahudilere ne Hristiyanlara ne de Müslümanlara aittir.
Kudüs göklere açılan Miraç şehridir. İbrahimi dinlerin kutlu baş şehridir. Kudüs’te savaş olursa, dünyada barış olmaz. Kudüs Yavuz’un emaneti, Kanuni diyarıdır.
Kutsal geleneğin üç kolundan birisi, Yahudiler gibi tek başına Kudüs’e sahip olmaya kalkarsa, barış şehrini savaş şehrine dönüştürür.
Şam’da,Bağdat’ta barışa giden yol Kudüs’ten geçer.