Efendim vakit güzellikler ile ihya olsun niyazında bulunup yaz kalem ile bismillah demeye gayret ettik. Ee haydi bakalım yaz kalem neler söylersin bilelim…
Her şey bir kün emri ile başlamamış mıdır? Bir başlangıcı olan düzenin sonu var mıdır? Yaz çiz anlat emrine mazhar edilen kimdir?
Sorulara soru ekleyerek cevap bulunur mu?
Sonsuz paradoksların içinde bir cevabı bulmadan diğer bir soruya koşmak ister insan… Öğrenmek için uğraştığı cevaplarda daha ilk sorunun cevabını almadan diğer soruyu sormaya başlamıştır bile… Son var mı?
Dur bakalım sen daha ilk cevabı buldun mu ki ikinci sorunun cevabını beklersin. Cevabı düşünmek için bir fırsat oluşturalım sana, şimdi bir yolculuğa çıkmaya ne dersin?
Tefekkür ismini vermişler hiç duydun mu bilmiyorum. İlk duyduğumda sanırdım ki bir köşeye çekilip yalnız başımıza oturup olaylar hakkında düşünürüz. Peki, yalnız olduğumuzu kim söyledi?
Yalnız değilsek bizle olan neydi? İşte bak şimdiden tefekkür etmeye başladın bile. “Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz, çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.” (50:Kaf,16)
Yüce bir Yaratıcı, yaratılmış bir insan, durmadan haset fısıldayan nefs…
En önemlisi de şah damarından yakın bir Var’lık…
Beni benden iyi bilen en gizli düşüncenin dahi ne olduğu bilen El Hâbir… Allah…
Yazarken titredi kalem… Söylerken sesi titreyenin yazarken eli nasıl titremesin…
İçten bir Allah demeye var mısın şu Ân? Kapat gözlerini derin bir nefes ile ALLAH de. Çekinme SEN yaparsın. Nefes alışınla genişleyen göğsün nefes verişinle alemlere yayılsın… Tekrarla bir kez daha bir kez daha… Gözlerini aç şimdi de fark ettin mi tebessüm ediyorsun.
En güzel yolculuğa çıktın, öyle âlemlere yayıldın ki bıraksak orda kalacaksın. Hissettiklerin tebessüm ile yansıdı yüzüne. Sanki gülümsemeyi unutmuşsun kara deliklerin içinde. AN’da gülümseyince kendine gelmişsin gibi hissetim bende.
Belki de ilk soruna cevap buldun, her nefes alışında yeniden doğdun, “kün” emrine mazhar oldun belki kim bilir… Bilen bilir, Hayy Allah…
Her an başlangıç varsa son nerede? Devir daim eden âlemin her ânı yeni bir oluştayken sona ne hacet? An’da yeniden ve yeniden doğmayı başarırken sonu düşünme. An şu an, telafisi yok. Geleceğe uğrama çünkü sen şimdi Var’sın…
“Kün” ile neler oldu neler… Ee birde “Yaz Kalem” ile neler dile gelir satırlara dökülür bilinmez… Kalem Sen’in elinde ister yaz ister çiz çünkü kıymet sende aşikar…
Son: “Kendime bir not yazdım senin halinden…”