Yeni sezonun hazırlığını Antalya’da yaptı Fenerbahçe. Kamp raporları da futbolcular için olumlu yönde. Özellikle taktiksel ve fiziksel anlamda takım olarak takım istenilen seviyeye geldi denebilir. Mehmet Topal, Josef ve Fernandao, kamp döneminin en parlak oyuncuları oldu. Aatif ise gücüne güç katıyor. Vitor Pereira döneminin aksine bireysel ölçümler ve oyuncuların gelişim seviyeleri tek tek tespit edildi. Fenerbahçe eğer sezona Göztepe karşısında farklı bir galibiyetle başlarsa şaşırmayın.
Şu ana kadar herhangi bir transfer de yapılmadı. Öyle görünüyor ki Aykut Kocaman’ın çok istediği sol bek ve orta saha oyuncuları da sezon sonu anca alınabilecek. Ozan’ın da İspanya’dan takımlardan görüştüğünü görüyoruz. 15 gün sonra transfer dönemi sona erecek. Artık van Persie Feyenoord’a resmen gitti diyebiliriz. Adamlar formaları çıkarmış bile. Bu da takımın en büyük maddi yükünü almak demek.
Van Perise’yi gönderdikten sonra derhal genç Eljif’in lisansının çıkması lazım. Bu oyuncunun takıma katkı sağlayacağı açık ve net. Kendisi de linsansı çıkmadığı dönemde sanki hafta sonu maçı varmış gibi hazırlanıyordu. Dileriz ki bu isteğine bir an önce kavuşur ve Fenerbahçe formasını başarıyla terletir.
Hazır yabancı futbolculara değinmişken… Yabancı oyunculara ödenen bu kadar para var. Peki bu oyuncuların kaç tanesi takımlarına fayda sağlıyor? Bu oran ne yazık ki çok düşük. Transfer olan oyuncuların çok azı takımlarına olumlu katkı yapıyor. Diğerleri ise deyim yerindeyse tatil yapmaya geliyor. Ödenen maaşlar çok fazla. Bu parayı adam oynasa da alıyor oynamasa da. Niçin kendini bu kadar hırpalasın ki? İşte bu tür futbolcular için Türkiye ekmek kapısı haline geldi maalesef. Mesela van Persie… İlk sezon takıma çok ciddi katkı sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Ancak o da baktı ne kadar uğraşırsam olmuyor. Bir de oynasa da aynı parayı alıyor oynamasa da. O yüzden bıraktı kendini. Aynı durum Krasic’te de yaşandı. Adam oynamadan kasasını doldurdu gitti.
Özellikle sözde şike döneminden sonra kadroda küçülmeye gitti Fenerbahçe. Çünkü akıbeti belli değildi. Küçük paralarla getirilen oyuncular o dönemde çok büyük katkı sağladı takıma. Bu futbolcuların en başında Dirk Kuyt geliyordu. Hem disiplini hem de azmi taraftarın gönlünü fethetmişti. Gerçekten de bu futbolcu aldığı paranın fazlasını hak ediyordu. Çünkü bu adam futbola aç. Parasını ikinci planda tutuyordu.
Pereira döneminde gelen yabancı futbolcuların neredeyse hepsinin yerinde yeller esiyor. Sürekli bir yabancı futbolcu sirkülasyonu dönüyor kulüp içinde. Ancak aslolan şey yabancı-Türk birbirine alışmış ve taktik açısından da oturmuş bir kulüp başarıyı yakalar. Galatasaray’ın UEFA kupasını aldığı dönemdeki kadrosu 4 sene birlikte oynayan oyunculardan kurulu bir kadro idi. Bu örnek bazı Fenerbahçelileri nedense kızdırıyor ama gerçeklerden de kaçılmıyor maalesef.
Şu anda UEFA tarafından da kıskaçta olan Fenerbahçe’de bir FEDA yaşanıyor mu diye soracaksanız… Adı konmamış bir FEDA dönemi var. Bu ekonomik buhranın nasıl atlatılacağını da yöneticiler hesaplamışlardır umarım. Van Persie’ye ödenen astronomik paralar da başka bir futbolcuya artık ödenmez herhalde. Bekleyip göreceğiz.