Dış güçler nerede kendilerine yer bulamazlarsa orayı karıştırıveriyor. Eee işleri bu. Türkiye’de bunu 12 Eylül’de başlattılar, 28 Şubat ile devam ettirdiler. Gezi olayları ve 15 Temmuz’da da iyice işin içinde olduklarını ispatladılar.
İran’da da buna benzer bir oyun vardı. Halk, geçim sıkıntısı ile çıkmıştı sokağa, sonra gösteriler sokak sokak, mahalle mahalle, şehir şehir yayıldı. Yine olayın iç yüzünde bir Amerikan ajanı çıkıyor. Amerika başkanı ve BM Daimi Temsilcisi göstericilerden yana tavır alıyorlar. Hani sizin demokrasi anlayışınız? Demek ki demokrasi sadece Amerika’da işliyor. Siz seçilince demokrasi oluyor, sizin istemedikleriniz seçilince ortalığı karıştırmaya çalışıyorsunuz. Oldu mu şimdi?
Bir baktık aynı gösteriler Tunus’ta da başlamış. Hani şu meşhur ‘Arap Baharı’nın başladığı Tunus. Tunus Başbakanı Yusuf Şahid, muhalefeti olayları körüklemekle suçluyor. Bunlar ne kadar da tanıdık değil mi? 2013 yılında Gezi Parkı Olayları’nda muhalefet göstericileri nasıl da beslemişti. Resmi (!) televizyon kanallarından polislere hakaretler eden videolar yayınlamaktan, meydana inip bu milletin polisine (çok özür dileyerek) ağız dolusu küfürler etmekten hiç çekinmiyordu. Bunu yapan da bu milletin bir vekili (sözde).
Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tunus’ta yağma ve şiddet olayları var. Başbakan Şahid, ekonomik reformların zor olduğunu kabul ediyor fakat düze çıkabilmenin tek yolunun bu reformlar olduğunu da söylüyor. Şiddet olaylarındansa barışçıl gösterilerin yapılmasını daha uygun buluyor.
Muhalefet ise şiddet olaylarının hükümete yaradığını söylüyor.
Tunus’ta yaşanan olayların arkasından kim çıkacak gerçekten merak ediyorum. Yoksa her şeyin arkasından çıkan ülke mi? Yoksa bir başkası mı, bunu zaman gösterecek. Olaylar üçüncü gününe girdi ve başkent Tunus’a sıçramış durumda. Başkent Tunus haricinde Kayrevan, Nabil, Susa, Kasrine kentlerinde olaylar devam etmekte.
Şu tabloya bakıp da kıyas yapmamak elde değil sevgili dostlar. Hatırlarız hepimiz Gezi Olaylarını. Bir anda nasıl da tüm terörist gruplar ortaya çıktı? Nasıl da banka ATM’lerini yağmaladılar, durakları yıkıp, halkın otobüsünü yaktılar? Üç beş çapulcuya inanan halkımız ise pencerelerden tencere tava çaldı. Olaylar esnasında BBC, Reuters gelip 24 saat İstanbul’dan canlı yayın yapıyor, CIA, MI6 ajanları Türkiye’de ve olaylarda cirit atıyordu.
Üç buçuk yıl sonra İran’a geçti olay. Müslüman Mike olarak bilinen Amerikalı ajanı İran Başsavcısı deşifre ediyordu. ABD Başkanı Trump, İran hükümetine halka saygı göstermesi çağrısı yaparken Nikki Haley ise, sanki üzerine vazifeymiş gibi, İran’daki göstericilerin yanında olduklarını söylüyordu.
Tunus’ta ise olaylar daha yeni başladı ve yeni gelişmelere gebe. Bu olaylarda hangi ülkenin gizli servisi meydana çıkacak, açıkçası çok merak ediyorum. Yine de inşallah bu olaylar çok uzun sürmez ve kimsenin canı yanmaz.