Son günlerde Atatürk üzerinden tartışmalar gündeme oturdu.
Tarihçiler birbirine girdi.
Hakaretler havada uçuştu.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında bir kesim küçük düşürücü yayın yaparken diğer kesim buna tepki göstereceğim diye kendini düşürdü.
Mustafa Kemal Atatürk bu devletin kurucu Cumhurbaşkanı’dır.
Dolayısıyla saygı duymak elzemdir.
Seversiniz sevmezsiniz lakin tüm Cumhurbaşkanlarına olduğu gibi Atatürk’e de saygı duymak elzemdir.
Bu devlete bir çok katkısı olmuştur.
Yanlışları var mıdır, vardır elbet! Lakin beşeriyete vermek gerekir, yanlışlar üzerinden hakarete girişmek olmaz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihsel sürecini ve değerini hedef almakla eş değerdir bu durum.
Yanlışlar konuşulur değerlendirilir lakin belli çerçevede..
Haydi diyelim bir kesim olmayacak yanlışı yaptı.
Gereken işlemler de yapılıyor da peki diğer kesime ne demeli?
Al birini vur ötekine!
Diğeri de sözde Atatürk’ü koruyacağım diye haydutluk yapıyor, hakaretler saçıyor.
Yapanlarda “Profesör” unvanına sahip akademisyenler..
Ne günlere kaldık!
Bunlar bir nesil yetiştiriyor, eğitim alanında dersler veriyor hem de üniversite bazında..
Bu nasıl bir keşmekeşliktir!
İstediğin kadar bilgi sahibi ol ama edep yoksunu olup insan olamayınca ne fayda..
Nerde kaldı medeni insanlık!
Medeni insan olmak bunu mu gerektiriyor?
Bir tarihçiysen hele bir de akademisyensen çıkarsın bilgi ile kuşanmış erdemlerin ölçüsünde tezini savunursun.
Sevdiğin ve değer verdiğin bir lidere hakarete hakaretle karşılık vermek medenilik değildir.
Haklı olmak hiç bir şekilde hakaret etme hakkını sana vermez.
Seviyeni gösterirsin.
İnsan üzülüyor mu üzülüyor!
Ne gerek var Atatürk’ün özel hayatı üzerinden yayınlar yapmaya!
Hadi yaptılar diyelim ne gerek var akademisyen olarak kendi seviyeni küçülterek hakaretler yağdırmaya?
Milyonlarca insanın önünde bunu yapıyorsun bir gram utanmıyor musun acaba?
Çoluk çocuk herkes bu tartışmaya şahit oluyor, bir kere ne yapıyorum diye düşünülüyor mu acaba!
Nerdeee!
Ahlak ve edep nerdeee!
Eskiden Istanbul beyefendisi diye bir tabir vardı.
Bilgili, kibar, nazik, donanımlı, edep ve ahlakla kuşanmış beyefendiler..
Ne çabuk da unutur olduk böyle değerleri!
Gerçekten bilgi ile donanmış ve ilim sahibi kişilerin işi hakaretle olmaz.
Onlar kalemleri ve ileri zekaları ile konuşurlar.
Tıpkı Mehmet Akif gibi..
Hatırlarsınız o meşhur hikayeyi..
Mehmet Akif’e biri baytar olduğunu hatırlatarak küçük görmeye kalkar.
Peki ya Akif ne der?
Hakaret mi eder? Hayır…
Bu şekilde konuşan birine, “ne oldu bir rahatsızlığınız mı var” diye cevap verir.
İşte zeka budur!
Efendilik böyle olur.
Ağğ çok okuyoruz, çok kitap çıkartıyoruz ama okuduklarımızı insanlığımıza sindiremiyoruz.
Varsa yoksa şan şöhret, para için yapıyoruz!
Maksat böyle olunca hal de böyle oluyor malesef!
Yazık, çok yazık!
Eğitim şart da şöyle ehlinden kaliteli “İnsan” eğitimi şart vesselam.