2018’in ilk gününde sizleri en derin saygılarımla selamlarım.
İran’da iki gündür rejim karşıtları hiçbir siyasi çağrı olmaksızın ülkedeki duruma itiraz etmek için sokaktalar ve gösteriler İran’ın önemli kentlerine sıçramış durumda.
Ülkenin en büyük ikinci kenti olan Meşhed’te başlayan gösteriler ki gün içinde Nişabur, Şahrud, Zahidan, Ahvaz, Kum, Kirmanşah, Yezd, Kazvin ve diğer bazı kentlere sıçradı.
İnsanların büyük bir kısmı yoksulluk ve işsizlik gibi sosyal durumlara itiraz etmek için sokağa döküldü. Daha sonra da geniş çaplı gösteriler başladı. Dün de Tahran Üniversitesi’nde öğrenciler bir araya gelerek çıkan olay ve gösterilere destek amaçlı sloganlar attı.
Peki, İran halkını sokağa döken sebepler neler?
Bu aslında kısa sürece ortaya çıkmış bir durum değil. Başta başkent Tahran olmak üzere birçok kentte 6 binin üzerinde batık şirket var. İranlı yetkililerin tahminleriyle de birkaç milyon mağdur… Hükümet ve devlet kurumları gösteriler büyümediği sürece bir müdahale gereğini de duymadı.
Bu mağdur kimselere rejim karşıtları ve yoksullar da katılınca İran’da gösteriler şehirden şehre yayıldı.
Göstericiler ülkelerinin paralarının Suriye, Gazze ve Lübnan için harcandığı iddiasındalar. Hatta adında ‘İslam Cumhuriyeti’ ibaresi bulunan İran’da halk ‘İslam cumhuriyeti istemiyoruz’ diyecek konuma geldi.
İşin ilginç tarafı İran’daki istihbarat ve güvenlik kurumları böylesi bir gösteriyi bekliyorlardı. Ancak, halkın içinde bulunduğu hoşnutsuzluğu da dile getirmesi için çok büyük bir engelleme yolunu seçmediler.
Muhafazakar kesime ait olduğu bilinen çoğu batık şirketin mağdurlarının akıbeti ise belli değil. Hükümet ise sadece Merkez Bankası’na bağlı olan şirket mağdurlarının ödemelerini üstlenmiş durumda. Şayet kalan borçlar da hükümet tarafından ödenecek olursa o zaman halkın kalan kısmı itirazda bulunacak; ki İran mevcut durumda bu yükün altına girebilecek ekonomik durumda değil.
Hükümetin gösterileri yasa dışı göstermesine karşın İran polisi ve Devrim Muhafızları Ordusu da müdahale yöntemini seçmiyor. Yukarıda güvenlik güçlerinin istihbarat aldıklarını paylaşmıştık. Dolayısıyla bir gafil yakalanma durumu da söz konusu değildir.
Hükümetten gelen sesler de birbirini tutmuyor. İran Meclis Başkanı Yardımcısı Ali Mutahhari, İçişleri Bakanlığına, halkın gösteri düzenleme talepleri karşısında zorluk çıkarmama çağrısında bulundu. Hükümet ise gösterilerin devam etmesi halinde göstericilerin demir yumrukla karşılaşacaklarını ve gerekli şekilde cezalandırılacaklarını söylüyor.
Perşembe gününden bu yana İran’da iki gösterici hayatını kaybetti. Göstericiler ise bu iki kişinin ölümünden Sünnileri ve dış güçleri sorumlu tutuyor.
Amerika’da ise Trump ‘hükümetin halka saygı göstermesi gerektiğini’ söyledi. Birkaç saat içinde de Amerika’nın BM daimi temsilcisi Nikki Haley, ‘baskıcı hükümet altındaki milyonlarca insanın yanındayız’ dedi. Bu söylemler dış güçlerin kim olabileceği konusunda bir fikir verebilir. Bugünkü yazımı ise Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’de İran ile ilgili yaptığı açıklama ile sonlandırmak istiyorum.
“İran’ın ABD ordusundan başka en fazla korktuğu şey kendi halkı. Bu yüzden silahsız protestoculara ateş açıyor, muhalefeti tutukluyor. Baskıcı rejimler sonsuza dek ayakta kalamaz. İran halkı bir seçim yapmak zorunda kalacak.”