Osmanlı’nın 400 yıllık adası olan Sevakin adası Sudan’ın kuzeydoğusunda Kızıldeniz kıyısında bulunan ve Kızıldeniz’deki ticarete hakim olan bir noktada yer alan liman şehridir. Geçmişte Nubye bölgesinin en önemli limanı iken, 30 kilometre kuzeyde Port Sudan’ın kurulmasıyla önemi ikincil dereceye düşmüştür.
1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi ile Türk topraklarına katılmıştır. 1517’de Mısır’ın fethi ile Türk topraklarına katılan kent, XIX. Yüzyıla dek Osmanlı Devleti’nin bugünkü Eritre, Cibuti ve Kuzey Somali’yi kapsayan Habeş Eyaleti valilerinin ikamet ettikleri yer olmuştur. Osmanlı kaynaklarında Savakin ya da Sevakin olarak kayıtlı kentin idaresi 1865 yılında Mısır Hıdivliği’ne bırakılmıştır.
1882’de Mısır’ın İngilizlerce işgaliyle fiilen Türk denetiminden çıkan kent, , 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması’nın 17. maddesi uyarınca kesin olarak İngiliz idaresinde Mısır’a bırakıldı.
Sudan’ın 1956 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla, Sevakin de Sudan topraklarının bir parçası oldu.
AFRİKA’YA AÇILAN KAPI
Yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olan ada, ticari ve ekonomik öneminden dolayı Sudanlılar tarafından “Afrika’ya açılan kapı” olarak nitelendiriliyor.
Sevakin Adası, geçmişte Nubye bölgesinin en önemli limanıydı. Osmanlı döneminde Kızıldeniz ve Hicaz’ın denizden gelecek tehlikelere karşı güvenliği Sevakin Adası üzerinden sağlanıyordu.
Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Mısır’ı fethetmesiyle Türk topraklarına katılan ada, eyaletin merkezi konumundaydı. Kızıldeniz ve Hicaz’ın güvenliğini Sevakin Adası’ndan sağlayan Osmanlı İmparatorluğu, bölgeye önce kaleler ardından idari binalar, camiler, hanlar, hamamlar inşa etti. Kızıldeniz, “ticaretin kilit noktası” olan Sevakin Adası sayesinde “Osmanlı’nın iç denizi” haline geldi.
Sevakin, yüzyıllardır önemli bir kültür ve ticaret limanı olarak hizmet gördü. Sevakin Adası 3 bin yıldır güçlü imparatorluklar için stratejik ve hayati öneme sahip liman oldu. 3. Ramses Milattan Önce 10. yüzyılda bir liman inşa etti. Afrikan’ın Kızıldeniz’e açılan ticaret limanı olan Sevakin yine Afrikalı Müslümanların Mekke’ye gitmek için hac kapısı oldu.
Ortadoğu Haritasına bakıldığında Sevakin konumu gereği Suudi Arabistan’ın tam karşısında yer almakla birlikte Mısır, İsrail, Yemen’in de kıyısı olduğu Kızıldeniz’e hakim bir noktadadır. Son dönemlerde Mısır, Suudi Arabistan, İsrail işbirliğini göz önüne alındığında Kızıldeniz’de Türkiye’nin “bende varım” diyeceği bir adadır Sevakin. Akdeniz’den Süveyş Kanalı aracılığıyla Kızıldeniz’den geçen ve oradan Hint Denizine ulaşan deniz ticareti yolunda yer alan Sevakin ihya edilmesi halinde hem stratejik hem de ekonomik olarak büyük getiriler sağlayacak konumdadır. Suudi Arabistan’ın Yemen üzerindeki gittikçe artan baskısı da düşünüldüğünde bölgeye konumu gereği uzak kalan Türkiye eğer bu adada askeri üs kurma yoluna giderse işte o zaman bütün dengeler değişecektir. Afrika’ya, Orta Doğu’ya hakimiyet sağlayacak bir konumda olan Sevakin Adası tüm planları değiştirecek gibi durmaktadır.
İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ülkelerinin hoşuna gitmeyecek Türkiye’nin yeni konumu ABD’nin de bölgedeki planlarını değiştirmeye aday bir proje gibi görünmektedir. Kazan-kazan yöntemi Sudan ile Türkiye arasında uygulandığı anda Sevakin’in kalkınması hem Sudan’a büyük ekonomik getiri sağlayacak hem de Türkiye’nin askeri ve ekonomik gücünü farklı bir konuma taşıyacaktır. Bu yüzden Sevakin adası bölgedeki dengelerin değiştiği ve yeniden dizayn edildiği bir dönemde Türkiye’nin büyük bir atağı olarak değerlendirilmektedir.