Filistin topraklarını 1967’den beri işgal eden israil, Kudüs’ü yavaş yavaş işgal ediyor. Daha önce de Doğu Kudüs’te konut inşa eden israilli teröristler, bu sefer 300 bin yeni konutun yapımını planlıyorlar.
Doğu Kudüs’te zaten var olan Yahudi yerleşim yerlerine ek olarak yapılacak olan bu 300 bin konutluk plan, israilin işgalinin süreceğinin de işareti. Hukuki yolla alamadıkları Kudüs’ü zorbalıkla alabileceklerini düşünüyorlar.
Yahudi yerleşim birimini bu 300 bin konutluk alanla bağlayıp, daha sonra da bu büyük bölgeyi de Kudüs’e bağlamak suretiyle sözde bir “Büyük Kudüs” planı da var israilin.
Sadece Kudüs ile de sınırlı değil işgalin devamı. İşgal altında bulunan Batı Şeria’ya da 10 bin kişilik Yahudi yerleşim birimi kurmaya hazırlanıyor başterörst Netanyahu ve kurmayları. Bu terör devleti 1967’den beri Filistin topraklarını işgal ede ede 116 yerleşim birimi kurdu.
Kimsenin dinine inancına söz söylemeye hakkımız da yoktur haddimiz de. Her inanca saygımız vardır. Fakat israilin şu yaptıklarını görünce ‘acaba bu teröristlerin Müslümanlara ne kadar saygısı var?’ diye de soruyorum kendime. Bir de Filistinli mazlumları getiriyorum gözümün önüne.. Yok efendim yok.
Peki, bu ne anlama geliyor? Bu Trump’ın 3 Aralık’ta dünyanın gözünün içine baka baka ‘Filistin’deki hukuksuzluğu, zorbalığı, işgal hareketini görmezden gelip Kudüs’ü israilin başkenti olarak tanıması’nı fiili olarak hayata geçirmektir. Kudüs’ü Filistin’den ayırıp, işgal devletine ilhak etmektir. Bu işgalcilerin bu tavrı, arkalarında Trump olmasaydı biraz zor olurdu. Bu kadarına cüret edemezlerdi. Donald Trump, israilin Filistin topraklarının ne kadarını işgal ederse o kadar sorumludur.
Bu terör devletinin bir diğer zorbalığı da çocukları mahkemede yargılaması durumudur ve dünyada çocukları mahkeme önünde çıkarıp yargılayan tek ülke de israildir. Ülke dedim afedersiniz, terör devleti. Direnişin sembolü olan 16 yaşındaki Reşad el Cuneydi’nin serbest bırakılmasına karar verilmiş ve savcılık bu karara itiraz etmiş. Reşed el Cuneydi şu 23 tane işgalci askerin yaka paça sürükleyerek bir de gözlerini bağlayıp gözaltına aldığı genç kardeşimiz. Filistin’deki direnişin sembolü olan kardeşimiz. Utanmadan bir de 2 bin küsur dolar kefalet istemişler. Yıllardır iliğini, kemiğini kuruttunuz insanların. Yerlerinden yurtlarından ettiniz. 2 bin doları alsanız ne almasanız ne. Bu kadar mı açgözlüsünüz?
Ama şükürler olsun ki herkes yukarıda bahsettiğimiz kafada değil. Miko Peled ismini herhalde hiçbirimiz bilmeyiz. Açıkça söyleyeyim fakir de bugün öğrendim. Peled’in dedesi israili kuran 40 kişiden biriydi. Dedesi ve israili kuran herkesin Siyonist olduğunu söyleyen Peled, aslında israilin bugünkü zihniyetini (yayılmacı ve hatta işgalci) anlatıyor bizlere. Miko Peled röportajını dün gazetemizde yayınlamıştık. Tavsiye edebileceğim bir röportaj, acizane. Hatta bunu o kadar iyi irdelememiz ve çevremize anlatmamız lazım ki, herkes bu konuda bilinçlensin. Filistin topraklarını Yahudi halkınınmış gibi gören bu hastalıklı ve ırkçı sistem kesinlikle kabul edilemez. Amaç nettir, Filistin halkını yok etmek. Bundan başka da söze gerek var mı, bilmiyorum.
Vicdanlı her insan bu işgal planına karşı çıkmalıdır. Biraz empati kurmayı denesek zaten olayın farkına varır, nerede duracağımızı biliriz.