Yıllardır Bosna Hersek’e gidip gelen biriyim. Bosna ve Balkanlar sevdası nereden geliyor diyenlere hep aynı cevabı veriyorum: ”Ecdadımın, tarihimin, kültürümün izlerini oralarda buluyorum. O manevi havayı teneffüs etmek için oralara gidiyorum.”
Fatih Sultan Mehmet ile başlayan Bosna sevdamız ebediyen içimizde yaşayacak. Bosnalı Müslüman halk demek olan Boşnak kelimesinin Türkçede karşılığı kardeş demektir.
Yıllardır Bosna’ya gidip gelirim. Birçok defa turlar da yaptım. Her gidiş gelişimde birçok hayret verici hadise yaşadım. Bosna’ya yaptığım turlarda hazırladığım tur rehberi kitapçıklarını daha uçağa binince koltuğun arkasına koyup orada bıraktıklarını gördüm insanların. Günlerce anlattıklarımızın bir kulaktan girip öbür kulaktan çıktığına şahit oldum.
Türkler Bosna’ya bol bol seyahat etti ve ediyor. Dönüşlerinde zihinlerde kalan çevapi ve burekten başkası olmuyor. Oradaki siyasi, sosyal ve kültürel hayat hakkında anlatılanlara ilgi gösterilmediği için bu anlatılanlar anlaşılmıyor. Zihinleri Bosna’yı anlamak için kullanmıyor birçok kişi.
Bosna Hersek’in BM’deki oylamada çekimser oy kullanması Türk kamuoyunu şaşırttı. Bendenizi ise üzdü. Çünkü biliyordum ki bu karar Bosnalı Müslüman Boşnak halkın kararı değildi. Üçlü koalisyonun ne olduğunu bilen biri bu kararın ortak bir karar olduğunu, her zaman olduğu gibi 2′ ye 1 oyla bu kararın verildiğini bilir. Benim üzüntümün sebebi ise Bosnalı Müslümanların Dayton ile düşürüldüğü bu durumdu. Yıllardır üçlü koalisyon ile yönetilen ülkede bu üç başlılık yüzünden işler ilerleyebilir mi? Bu yönetim şekli ile ekonomik ilerleme gerçekleşebilir mi? Avrupa’nın ortasında bir Kudüs deniyor Bosna için. Çok kültürlü yapısı Kudüs yapmıyor sadece Bosna’yı. Düşürüldüğü bu zor durum aslında Bosna’nın da Kudüs gibi zulüm altında olduğunu gösteriyor bizlere. Kudüs nasıl ki İsrail’in zulmü altında ise Bosna’da Dayton’u dayatanların zulmü altındadır. Çok kültürlü yapı İstanbul’da da var. Her dinden her milletten insan İstanbul’da da bir arada yaşıyor. Ama bir yeri Kudüs yapan oradaki zulümdür.
Bosna ziyaretlerinde çevapi ve burekten fırsat bulup biraz oraları anlayabilseydik yıllardır elimizdeki fırsatları değerlendirmiş olurduk. Türkler yeniden Balkanlara geldi. Ancak bu sefer gelen Türkler geçmiştekiler gibi donanımlı değildi. Geçmiştekiler kültürü oraya taşımıştı. Şimdi ise oradan buraya taşıyacağımız bir kültürden bahsedebiliriz.
Dolayısıyla Bosna ve Balkanları fırsat buldukça ziyaret etmeli. Ancak bu ziyaretler turistik turlar olmanın ötesine geçmeli. Oradaki sosyo-kültürel yapıyı anlamaya çalışmalıyız. Oralardaki Müslümanlar nasıl yaşıyor, yönetim şekli nedir, ekonomi ne durumda? Bunlardan habersiz gidip gelmeler hiçbir işimize yaramaz.
Bosna Hersek’in şu anki yönetim şekli maalesef ki 3’lü koalisyon şeklinde. Dünyada bir eşi daha yok. İnşallah bir gün normale döner. Fakat savaş olmadan ve kan dökülmeden normalleşir bu sefer diye dua ediyoruz. Yüzyıllardır birçok defa acılar yaşamış bu halk biz Türklerin kendimizden ayrı görmediğimiz bir halktır. Bosnalı kardeşlerimize her zaman Fatih Sultan Mehmed’in hatırası gözü ile bakıyoruz.