Rusya’nın Suriye’den çekilme kararının ardından Amerika’dan cevap Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık sözcüsü Heather Nauert “Bizim işimiz bitmedi” dedi. Yıllardan beri işi okyanus aşırı uzaklıkta bulunan ülkeleri karıştırmak olan ABD’nin daha ne işi var burada? Daha ne arıyor burada? Yoksa Suriye’de de petrol var da biz mi bilmiyorduk?
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlık Sözcüsü Nauert’in açıklamasının devamı daha da enteresan. “Eğer Rusya çekilecekse bu onları seçimi fakat biz müttefiklerimizle istikrarı sağlamaya devam edeceğiz” diyen Nauert’e ya da ABD’ye göre ‘müttefik’ kim? Eğer biz isek neden YPG ve PYD’ye binlerce TIR askeri silah ve mühimmat gitti? Eğer onlarsa İncirlik neden hala açık?
Eğer Türkiye müttefikse, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olan beyefendi çıkıp da terör örgütlerinin sponsorluğunu yaptığımızı iddia ediyor? ABD acaba sütten çıkma ak kaşık mı? Gözümüzün içine baka baka, 1983’ten beri bu ülkenin başına bela ölmüş, kadın, çocuk, bebek demeden insanlarına kıymış, gerçek bir terör örgütünün iki kolunu besliyor, eğitiyor? Amerika, terörün sponsorluğunu daha iyi bilir. Kişi kendinden bilir işi atasözümüz de buraya gerçekten çok yakışıyor. Teröre milyarlarca dolar destek veren bir ülkenin, ülkemizi bu şekilde suçlaması manidar.
Yaz aylarında Amerika’dan gelen YPG-PYD ilişkilerine dair açıklamalar hep ikircikli olmuştu. Amerika’dan biri bir gün çıkıp bu örgütlerin terör örgütleri olduklarını itiraf ederdi, daha sonra bölgeden gelen fotoğraflarda Amerikalı askerlerin PYD militanlarını eğittiklerini görürdük. Gün gibi ortada olan askeri teçhizat yardımını da unutmadık.
Dünya üzerinde söz sahibi olmayı kendisine şiar edinmiş Amerika, hiç kimsenin bir olaya imza atıp Kudüs’ü de israilin başkenti olarak tanıdığını ilan etmişti, dünyayı karşısına alarak. İsimlerini zikretmeyeceğim Müslüman ülkeler buna ses çıkarmazken Venezüella Devlet Başkanı Maduro’nun ayağa kalkıp da Amerika’ya karşı çıkması ve “Arap ülkeleri neredesiniz” demesi düşündürücü değil mi? Adam Güney Amerika kıtasında görmüş bizdeki uykuyu.
Dün de İslam İşbirliği Örgütü, Kudüs için İstanbul’da acil toplandı. Yapılan bu acil çağrı da Türkiye’den geldi tabi ki. Bu arada Avrupa basınında çıkan bir habere göre, Filistin’e yapılan haksızlıklar ve Kudüs için de en fazla sesi çıkan ülkenin, bu haksızlığa en çok karşı duran ülkenin de Türkiye olduğunu açık açık yazdı.
Filistin lideri Mahmud Abbas yaptığı konuşmada açık açık israile meydan okuyarak sınırlarını göstermesini istedi. Çok doğru. Neresiydi bu israilin toprakları? Var mıydı gerçekten böyle bir devlet? israil, Filistin topraklarını 1967’den beri işgal eden bir terör devletidir. Kudüs’ü de işgale kalkmışlardır fakat sonuç alamayacaklar.
22 Müslüman ülkenin hazır bulunduğu olağanüstü toplantının nihai bildirisinde Kudüs, Doğu Filistin’in başkenti olarak ilan edildi. Bu Amerika’ya verilmiş bir cevap olarak görülebilir. Ama acizane, bunun Amerika’ya bir karşılıktan ziyade, yıllardan beri olması gereken bir iş, yıllardır yapılan hırsızlığa karşı bir ülkenin hakkını teslim etmek olduğunu düşünüyorum. Üstelik Kudüs, üç semavi din için de önemlidir. Amerika, daha önce bizim buradan belirttiğimiz ve siyasilerin de sürekli söyledikleri gibi hukuksuz, hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan bir karara imza atmıştır ve BM’den de gereken cevabı almıştır.
Bakalım önümüzdeki günlerde hangi Amerika oyunlarını izleyeceğiz. Biz Müslümanların ise yapmamız gereken şey çok basit. İpin üstündeki cambazı izlememek.