Amerika Birleşik Devletleri, Mahmoud Ahmadinejat döneminden hatta daha da önceden beri İran’a karşı olan düşmanlığını gizlemiyor. İsrail de bulunduğumuz coğrafyada kendisinden daha güçlü bir devlet istemediği için İran’a saldırıyor. Fakat her şeyde olduğu gibi Amerika yine ikiyüzlü bir siyaset izledi ve ambargoyu deldi ve İran ile olan ticareti devam ettirdi.
Şimdilerde ise FETÖ’nün bir tezgahı olan sahte belgelerle Türkiye’ye bir kumpas davası kuruluyor ABD’de. Üstelik Amerika yukarıda bahsettiğimiz ambargoyu tek taraflı başlatmıştı ve Türkiye dışında İran ile ticaret yapan ülkelere de hiç sesini çıkarmıyordu. Üstelik Amerika’daki bankalar son 10 yılda değeri yaklaşık 20 milyar civarında 25 bin işlem yaparken Alman ve Fransız şirketler İran’da metro ve hızlı tren inşa ettiler. Amerika, kendi koyduğu ambargoya uymuyor, üstelik bağımsız bir ülke olan Türkiye’yi de ambargoyu delmekle suçluyordu.
Mesele Türkiye idi. Türkiye’nin bağımsız hareket etmesi Amerika’nın hoşuna gitmiyordu. Eski Türkiye’yi bekliyorlardı belli ki.
İsrail uzun zamandan beri Türkiye ile karşı karşıya kalmak istemiyor. Suriye’nin kuzeyinde Amerika nasıl teröristleri besliyorsa, İsrail de bu işin içinde. Yani doğrudan karşı karşıya gelmek istemiyorlar bizimle. Dün de İsrail, Suriye’nin kuzeyinde bulunan bir İran üssünü vurdu. İran da angajman kuralları çerçevesinde füze ile karşılık verdi.
Buradan şuraya gelmek istiyorum. Amerika’nın Türkiye’ye yine FETÖ maşasıyla müdahale etmek istemesi ve İsrail’in İran’ı vurması, Suriye’nin kuzeyinde daha rahat hareket etmek istediklerinden olabilir. Suriye’nin kuzeyini silah deposu yapan ABD, DEAŞ ve PYD’nin yaptığı işbirliğini de biliyor. Yani Amerika (kendi kurduğu) DEAŞ’i da besliyor. Suriye’nin kuzeyine sözüm ona toprak bütünlüğü için gelmişti Amerika, değil mi? Irak’a demokrasinin (!) geldiği gibi.
Konu ile çok alakalı olmayabilir belki ama şuna da değinmeden geçemeyeceğim. Geçtiğimiz günlerde bir haber sitesinde okuduğum bir haber Amerika’nın gerçek yüzünü ortaya seriyordu. Irak’ta peşmerge ile bir olan Amerika, Kerkük’te operasyona hazırlanıyormuş. Bu, doğruluğu araştırılması gereken çok önemli bir iddia.
İran’a karşı olan düşmanlığını da gizlemeyen İsrail, defalarca Amerika’yı İran’a saldırması için kışkırttı. Mısır’daki Amerikan oyuncağı, darbeci Sisi de İran’ı sevmeyenlerden. Üstelik Mısır, İsrail ve İran, 2015 yılında Tahran’da bir nükleer antlaşma yapmışlardı. Bu antlaşmanın ardından Netenyahu ve yönetimi, dönemin ABD Başkanı Barrack Obama’yı Tahran’ı vurması için sürekli telkinde bulundu.
Sonuç olarak, bir komplo teorisi gibi gözükse de bu işin bir ucu bize dokunabilir, aman dikkat diyelim. Amerika zaten şu anda Reza Zarrab’ı kullanarak Türkiye’ye saldırıyor. İsrail ise iki sene önce Amerika’ya dayattığını uygulamaya koymuş gibi. Burada önemli olan konu Suriye’nin kuzey kısmı. Önümüzdeki günlerde bölgeyi daha fazla duyabiliriz.
Hayırlı haftalar efendim.