Yüz yıl da geçse!…

Tarih Kasım 27, 2017, 5:33 pm
3 mins

İmparatorluk topraklarının büyük bölümü elden çıkmış, geride kalan Anadolu topraklarında Cumhuriyet’in ilanı ile artık yeni bir yönetim şekline geçilmiş oldu. Her dönem kendi zorlukları ile beraber gelir. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında da yeni yönetim anlayışına göre bir takım yeniliklerin yapılması gerekiyordu. Bunun için ilk yapılacaklar arasında eski düzen ve eskiden kalanlar ile mücadele vardı.

Yüzyıllardır bu topraklar ariflerin nefes-i manevisi ile gıdalanmıştı. İnşallah ebediyen de öyle olacak. Ancak, yeni yönetim şeklinin benimsenmesi ile tasavvufi kurumlar olan tarikatlara ve o kurumlar sayesinde yetişip toplumu aydınlatan ariflere de bir takım zorluklar yaşatıldı. Yeni rejim eski rejimin aksine bu kitleyi hoş karşılamıyor, kısaca bunların faaliyetlerini istemiyordu. Bu tavrın sebebi olarak da bazı olumsuz örnekleri gösteriyorlardı. Ancak kaç asırlık bu büyük yapı birkaç olumsuz örnek nedeni ile rafa kaldırılamaz ve görmezden gelinemezdi.

Her dönemin kendince zorluğu vardır. Ama yeni bir yönetim şekline geçmiş bir toplumun yüzyıllardır devam eden yaşam şeklini değiştirmesi daha da zor olmuştur. Hele ki; bu toplum içinde bazı kemikleşmiş yapıların kökten kesilmesi ile yokluğa terkedileceği zannedilmişti. Ancak bazı yapılar vardır ki o yapıyı zahiri bir varlık gibi yok edemezsiniz, ortadan kaldıramazsınız. O yapıların asıl varlığı ruhanidir. Bu nedenle o ruhani yapıyı ortadan kaldırmaya kimsenin gücü yetmez.

Cumhuriyet döneminde tekke ve zaviyelerin faaliyetleri resmi olarak durdurulmuştur. Ancak manevi bir okul olan tasavvuf ve tarikatlar işin ehli zatlar sayesinde gönülden gönüle devam ederek varlığını sürdürmüştür. Bu güne kadar da bu şekilde devam edegelmiştir.

Cumhuriyet sonrası devirde imparatorluk döneminde yetişmiş birçok arif, âlim, kâmil varlığını ve tedrisatını devam ettirmiştir. Her ne kadar zorluk ve engel ile karşılaşmış olsalar da bir gün gelir her şey düzelir inancı ile mücadelelerine devam etmişlerdir.

Yayın dünyasına yeni bir soluk olan Yabende internet gazetesinde bize ayrılan bu köşede yazmaktan mutluluk ve gurur duyacağım. Burada her yazımda Cumhuriyet döneminde yaşamış sufiler, âlimler ve günümüze kadar varlığını devam ettirmiş tasavvufi gruplar hakkında yazılar yazma niyetindeyim. Yabende’nin tekrar hayırlı olmasını diliyorum.

Bir Sonraki Yazi

Sadece Buğday Yetmez!

Yorumlar

  • (not be published)