Dünyada Irak’taki referandum tartışılırken bir referandum da İspanya’da oldu. Katalonya’nın bağımsızlığı için bugün milyonlar sandık başına gitti.
İspanya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre referandum anayasaya aykırı. Fakat Katalonya özerk bir bölge. Sandıklar kapatılana kadar polis ve jandarmanın uğraşlarıyla 92 oy verme merkezi kapatıldı. Katalonya polisine göre ise bu sayı 224.
İspanya kolluk güçleriyle Katalonya’da bağımsızlık isteyenlerin karşı karşıya gelmesinin ardından bir anda Irak’taki malum referandumu düşündüm. Irak hükümeti referandumun yapılacağı yerlere bu tarz bir müdahalede bulunsaydı neler olurdu acaba?
Sözü dönüp dolaşıp yine Irak’a getirdik. Daha öncede defaatle belirttiğimiz gibi IKBY büyük bir yalnızlık içerisinde. Yıllardır arkasında duran Türkiye de artık yok. Ankara- Bağdat- Tahran üçlüsünün yaptırımları, Barzani ve IKBY yönetimini daha da yalnızlığa sürükleyecek gibi gözüküyor. Türkiye ve İran’ın bu referanduma karşı olduğunu herkes biliyor. Henüz sınır kapıları kapatılmasa da Bağdat bu konuda hem Ankara hem de Tahran ile uzlaşı içinde olmak isteyecektir.
Türkmen kardeşlerimiz de bu referanduma karşı durdular ve boykot ettiler. Doydukları, hayatlarını sürdürdükleri ve etnik kökeni ne olursa olsun yıllarca beraber yaşadıkları komşularının yeni bir ülke kurmalarını istemiyorlar. Onlar da haklarını arıyor. Arkalarında ise Türkiye durmaya devam ediyor ve edecek. IKBY’ye yaptıkları ‘vazgeçin’ çağrısı yerini bulmayacaktır ama herkes de safını belli etmelidir. Ya hak vardır ya da batıl.
İsrail yıllardan beri el altından PKK’ya her türlü desteği verdi. Gerek maddi, gerek insani olarak. Referandumun ise tek destekçisi İsrail’di. Çünkü İsrail Kürtleri mutlaka özgürlüklerine kavuşması gereken bir millet olarak değil, her zaman düşmanlarına karşı kullanabilecekleri bir kukla olarak gördü. Şimdi de öyledir. Mavi Marmara’da kaybeden Siyonist terörist devlet, bu sefer Kuzey Irak referandumunu destekleyip Türkiye’ye karşı rövanş almaya çalışıyor. Dileyelim ki bu oyun tutmasın.
Yazımı bitirirken Irak ile alakalı son bir şeyler daha yazmak istiyorum. Tarih boyunca ikilikler, ayrılıklar her yerde olmuştur. Bundan tam 1400 yıl öncesinde yine Irak’ta böyle bir durum zuhur etti. Hz. Hüseyin ve ona inanan, yolunda, Hakk yolunda canlarını vermeye hazır 72 kişi Kerbela çölünde yezid ve askerleri tarafından şehit edildi. Dün ise Muharrem ayının onuncu günüydü. Peygamber efendimizin gözbebeği, şehitlerin ser çeşmesi, cennet gençlerinin başı Hz. Hüseyin ve hemdaşlarını büyük bir minnetle anıyoruz. ‘Dedemin dini yaşayacaksa ey kılıçlar doğrayın beni’ diyen ve haksızlığa karşı durmanın simgesi olan Hz. Hüseyin efendimiz bile bile ve kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoyamayacağını ispat edercesine şehadete yürüdü. Ve şimdi… Artık yapmamız gereken, Şii, Sünni, Alevi, Maturidi… ne kadar inanç sınıfı, mezhep, tarikat vb. varsa bir olmalıyız. Biz birbirimizle olmadıktan sonra, bir olmadıktan sonra bunun hiçbir faydası yoktur. yezidler her devirde vardır ve olmaya devam edecektir. Yeter ki biz birbirimizi yezid olarak değil, kardeş olarak görelim. Hayırlı haftalar dilerim.