ADALET

Tarih Şubat 08, 2019, 4:34 pm
4 mins

“Hava kurşun gibi ağır, haykırarak bağırıyorum.”
Haykırmak istediklerini bir türlü dile getiremeyen gencin Nazım Hikmet’in şiirindeki bu dizeleri epeydir kulaklarında yankılanıyor. İçinde fırtınalar kopartan yakarışlar, feryatlar şimşekler gibi çakıyor, içini parçalıyor. İç âleminde, dış âlemden kaynaklı yaşanan hüzün ve burhanlarından habersiz dünyayı değiştirmek isteyen genç, meşakkatli ve çileli bir yola koyulduğunun farkında.
Adalet, demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi kavramların yerine ve zamanına göre farklılık göstermesi, yeni anlamlara bürünmesinin şaşkınlığını yaşamakta. Adalet terazisinin çoktandır dengesini yitirdiği, doğru ve gerçek tartı yetisini kaybettiği şüphesi içini kemiriyor. Terazinin kefesine ne konulursa konulsun onların ölçü ve değerleri alışık olunmadık şekilde farklılık gösterebilmekte. Bir dönemler ağır basan ahlaki değerler, değişim sürecinin döngüsünde harmanlaşarak günümüzde daha hafif gelebilmekte.
Adalet terazisini elinde tutanın meyli ne ise kararlarını da o istikamette veriyor olması, kararların da o ölçekte ağır basma ihtimalinin yüksekliği sıklıkla yaşanan örneklerden birisi. Adaletsizlik, haksızılık boy göstermeye devam ederken, düşünen, hisseden, algılayan bir canlı olarak insanoğlu sırf kendi rahatını bozmama adına, bu olumsuzluklara göz yummayı yeğliyor. Adaletsizlik, haksızlık karşısında susan, tepki göstermeyenlerin yaşananları sessizce benimsediği, onayladığı sezinlenmekte. Adaletsizliği bu şekilde adil kılan davranışlar toplumların negatif enerjiyle yüklenmesine ve topyekûn bir depresif havanın oluşmasına yol açar.
Sevgiyi, aşkı haykırması gereken bir gencin “havayı kurşun kadar ağır” hissetmesi, her adımda yaşanan adaletsizlikler ve çaresizliklerden biriken hayal kırıklıklarını haykırarak dile getirememesine bağlanabilir.
Özgürlük, hürriyetin paha biçilmeyen değeri, insan zihninde hapsedilen duygu ve düşüncelerinin dışa yansımasıyla dile gelebilir. Adalet ile adaletsizlik üzerinde yoğunlaşan gencin zihninde bu konuda tercih ve seçimlerin önemli rol aldığı fikri doğmaktadır.
Adalet mi, adaletsizlik mi? Tercih ve seçim insanoğlunun özgür iradesine bırakılmış bir meziyet. İnsanoğlu kendisi ve başkası söz konusu olunca, çıkar ve menfaatlerinden hareket ederek aynı konu veya sorun üzerinde farklı düşünce, farklı fikir beyan edebilmektedir. Kendine en güzelini, en iyisini laik gören bireylerin bir bölümü kendilerinden çok daha iyi şeyleri, görev ve mevkileri hak edenleri hor görebilmekte, değersiz gösterebilmektedir. Layık olmayan bir mevkie getirilmeyi kendine yakıştıranların çoğaldığı bu devirde adaletsizliğin, haksızlığın yaygınlaşması doğal bir netice olarak ortaya çıkmaktadır.
Liyakatin ortadan kalkmasıyla, emeğinden ziyade, ufak tefek menfaat ilişkileri münasebetiyle bir yerlere gelen kişilerden adil olmalarını ve adaleti savunmalarını beklemek abesle iştigaldir. Hak etmediği halde bir şeyleri hakkıymış gibi almak, adalete ihanettir diye düşünceye dalan genç, adil olmanın önem ve gereğine odaklandı. Adil ve dürüst olabilmek için insanoğlunun bencillikten kurtulması gerektiğini düşünen genç, adalet, adalet, adalet, diye haykırmaya başladı.
“Hava kurşun gibi ağır, hava toprak gibi adalete gebe…”

Bir Sonraki Yazi

Hediyeleşme

2 Comments to: ADALET

  1. Eyüp Salih

    Şubat 9th, 2019

    Evet, hak etmediği halde bir şeyleri hakkıymış gibi almak, ihanettir. Bu da yalnız kendi çıkarını düşünen bencillerin tarzıdır.

    Cevapla
  2. Eyüp Salih

    Şubat 9th, 2019

    Evet, ” hak etmediği halde bir şeyleri hakkıymış gibi almak adalete ihanettir”. Bu da aslında yalnız kendini düşünen bencil insanların işidir.
    Eyüp Salih

    Cevapla

Yorumlar

  • (not be published)