* Museviler ve Hıristiyanlar arasında yaygın olan bir inanışa göre Mesih yeryüzüne geldikten sonra 1000 (Bin yıl) sürecek bir dünya krallığı kuracaktır.
* Museviler ve Hıristiyanlar, Mesih’in gelmesinin koşulları konusunda büyük ölçüde anlaşırlar. Bu koşullardan biri İsrail’in kurulması ve “Eretz Israel” adı verilen topraklara egemen olmasıdır. Hıristiyan aleminin, İsrail’e verdiği olağanüstü desteğin arkasındaki motivasyonlardan birisi bu inanıştır.
* Museviler ve Hıristiyanlar, Mesih’in kim olacağı konusunda anlaşamazlar. Musevilere göre Mesih, Davud’un soyundan gelecektir ve Mesih Krallığı’nın merkezinde Museviler olacaktır; Hıristiyanlara göre Mesih olarak İsa gelecektir ve Mesih Krallığı’nın merkezinde Hıristiyanlar olacaktır.
* Mesih’in yeryüzüne gelmesi için gerekli koşullardan birisi Süleyman Mabedi’nin yeniden inşa edilmesidir. Ama burada bir sorun var Süleyman Mabedi’nin yerinde şimdi müslümanlarca kutsal olan Mescid-i Aksa-ı Cedid ve Kubbet’s-Sahra var. Süleyman Mabedi’nin yeniden inşası bunların yıkılması demektir.
* Bu inanışın bir tezahürü olarak İsrail resmi kurumları sistematik bir biçimde Mescid-i Aksa-ı Cedid ve Kubbetu’s-Sahra üzerindeki çemberi daraltmaktadır.
* İsrail ve Amerika başta olmak üzere dünyada Süleyman Mabedi’nin yeniden inşasını sağlamak için kurulmuş birçok vakıf ve örgüt vardır.
* Mabed’in üçüncü kez inşasının ilk adımı Mabed’in temel taşının yerine konulmasıdır. 4,5 ton ağırlığındaki bu taş tapınağın önceki inşalarında da katkısı olduğuna inanılan Alafi Ailesi’nin arazisinden getirilmiştir. (2. fotoğraf)
* İsrail Yüksek Mahkemesi, Mabed İnançlıları’nın bu temel taşını Mescid-i Aksa-ı Cedid’in hemen güneyindeki Mabed kalıntılarına yerleştirebileceği kararını almıştır.
* Hulda Kapısı diye bilinen bu alana taşın yerleştirilmesi için çevrenin boşaltılması gerekmektedir. Bu durumda Yahudiler, Kubbetü’s-Sahra’yı yıkacaktır. Kubbetü-s’Sahra’ müslümanlar açısından son derece önemli, çünkü burası Hz Muhammed’in Mirac’a yükseldiği nokta olarak kabul edilir.
Rahmetli Attila İlhan’ın yönetiminde çıkan bendenizin bir kitabında bu konuya göneş yer vermiştim: Ali Rıza Bayzan, Türkiye’de Amerikan Misyonerleri/ Armageddon: Kehanet mi, Teo- Politik Bir Proje mi? Ankara-2006, Bilgi Yayınevi
