DİNLE HŞY’DEN

Tarih Mart 03, 2018, 6:57 am
12 mins

DUA BAHSİ

Akşam şerifleriniz hayrolsun hayırlar feth olsun.. Allah’ın izniyle bu akşam Gönül alemlerinize teşrif etmiş bulunmaktayız. İnşallah güzel bir mevzuyla güzel bir konuyla siz gönül dostları ve Canlar birliği ile muhabbet edeceğiz inşallah. Allah yardımcımız olsun Efendim. Bu akşam dua mevzusu ile ilgili bir muhabbet edelim dedik ve yavaş yavaş mevzumuza girelim inşallah.

Sevgili dostlar Canlar şunu bilelim ki herhangi bir kıymetten konuşmaya başladığımız zaman burada Hakk vardır Hakk’ın varlığı vardır. O Hakk ki varlığına sınırlı olmayan her yerdedir.. Emir altında olmayan tek bir zerre yoktur. O’nun büyüklüğü bizim düşünemeyeceğimiz bir hakikattir.. O hüküm eden tek maliktir.. O’nun varlığına ortak asla yoktur.. O’nun olduğu her yerde katiyetle iki diye bir şey yoktur.. O sadece tektir birdir.. her şey birin sonsuzca uzamasından meydana gelir aslında.. Siz o uzadığı yeri düşünürsünüz ama bir yerde anlayamazsınız.. aklınız durur ve düşünmeyi bırakırsınız.. Oysa düşünmeyi bırakmayan o derin düşüncelerin üzerine o yani hak Kebir olur.. Onlar O’nunla olur.. Yani o düşüncelerini bütünleştirenler onunla olur ve varlığına sınır olmayan alemi müşahade ederler.. Bunun için dua nedir bilmemiz gerekir..

Dua onun diliyle bulunduğumuz bir niyazdır.. Niyazın ondan olmadıkça dua vücut kazanmaz.. Şimdi bu nasıl bir dua bize böyle bir dua öğretilmedi diye düşünenler olabilir.. Bu dua içinde büyüdüğün ve büyüdükçe küçüldüğün bir yalvarışın olması gerekir, bir yakarışın olması gerekir.. O’na ulaşmayı dileyenin yanında kimse bulunmadığında ettiği dua ona ulaşır.. Dua gösterişi sevmez ve Hakk o duayı bir yakin olan dostunun duasıyla şereflendirir.. Artık dostun büyüklüğü ile sınırı olmayan o alemler sana sunulur, sana yakin eylenir.. Çünkü yakin olan onun dost varlığını elde eden kuldur.. Yani onun lütfuna Nail olan kuldur aslında dost.. Dostun duası şereflenme duası.. Artık dostun büyüklüğüne sınırı olmayan o alemler sana sunulur.. Fakat o yani Hakk Gönlü geniş olanlara sunar onu.. Derler ki Allah öyle istedi.. Halbuki der ki her zerre yerinde bilindi.. Sen o sonsuz alemin bir yerinde belli bir isimle şereflendiğinde o seni tasdik etti aslında.. Hakk emirle seni en aşağılara indirdi ve emrinin gerçekleşmesi için belli bazı fırsatları senin ezeline kalemle yazdı.. Şimdi senden beklenen yani kuldan beklenen bu fırsatları saf ve selim bir akılla şereflendirmek şarttır.. İçinde kirin olmadığı seçimlerin senin hakkında en hayırlısı olandır.. Biliniz ki kir olmayan bir akıl ile düşünmek mutlak farzdır.. O vakit doğru ile yanlışı ayırt etme imkânını buluruz, ikisinin arasındaki ayrımı biliriz.. Temiz bir akıl kula kebir bir irade bağışlar.. İradenin kutsallığı iradeni ezmek için değil kuvvetlendirmek için aslında dua edilir.. Gerçekte duayı eden haddizatında haktır, O’dur… Allah’ın büyüklüğüne aklınız yetmez, aklımız yetmez.. Kula idrak gerek, bize idrak gerek.. Bu idraki Dostsuz kazanamazsınız..

Mutlaka bir yakinlik, yakin mekanizması oluşması şarttır.. Burada şunu bilmek gerekir ki idrak demek aslında bir yakinlik konumu olan dost demektir.. Yalnız O’nun var olduğu ve başka hiçbir şeyin var olmadığı bir hakikate her şey O’nun içinde olup O’nun içinde büyüyordu aslında.. O’ndan O’na gelip giden o hakikat birin içinde birdi.. O bir kendindeki biri sonsuzca uzatmak istedi aslında.. Olma hali hareket haline dönmek istedi.. Olma bir çoğalmayla şereflenmek istedi.. Sonsuz olan Allah olmaklıktan taşmak istedi.. Taşınca bir hareket oldu.. Ey anda şu muhabbeti dinleyen Can şunu bil ki suretin o taşan onun olmaklığının esareti aslında.. Bu çok ince düşünülecek bir hakikattir.. Öyleyse sen O’nun arzusundan başkası değilsin.. Kendini pek bir şey zannederek böbürlenerek yürürsün ama nihayetinde oluşmuş bir suretsin. Bunu kabullenmek şarttır.. Kendini büyük zannedersin ama şunu bil ki içindeki onu keşf etmedikçe yani içindeki Hakk’ı, Rabbi keşf etmedikçe sen bir hiçsin.. İşte en büyük vazifen içindeki kıymeti keşfetmektir.. Kulun idraki kendini keşfetmekten geçer.. O hakki o keşif ehline bir armağan bağışlar ve biliniz ki idrak senin en büyük nimetindir.. Yani kulun en büyük nimeti idraktır.. O kebir olan Allah’ı bulacak kadar genişlemedikçe Sen ne yaparsan boştur.. Şöyle bir düşünsek ne çok akıl çıkartırız.. o birçok yücelen akıldan yüz çevirir ve kendimizce akıllar üretiriz.. Bu enlemesine yayılan bir dar akıldan başkası değildir.. Halbuki onun büyüklüğünü bu şekilde göremez bu şekilde tasdik edemezsiniz.. Aklınızı yüceltecek o ala akıl öyle bir konumda olmalıdır ki örtünmedikçe beşeriyet senin sonun olacaktır aslında.. Hattı zatında bu üzerinde bolca düşünülecek bir yoldur ve her çağ bir ilim çağıdır aslında.. Şimdi bugünden geçmişin aynısını dilemeyin.. Hakikat dile geliyorsa işte o irşad çağıdır.. İrşadın ne olduğunu anlamaya çalışman hakkında en hayırlısı olandır aslında.. Biliniz ki her şeyin sahibi olan Allah kudretiyle alemlere hükmeden en büyük iradedir.. Umula ki onun iradesi senin en büyük idrakin olsun.. Yoksa alemlerin büyüklüğünün sana yani bize hiçbir faydası olmaz.. Varlığına son olmayan Allah Azimüşan hükmüyle her yeri bir etmiştir aslında.. O’nun alemleri birin sonsuzca uzamasından meydana gelmiştir.. İnsan beşer olarak bakıldığında en nihayetinde bir surettir fakat O suretin içine öyle alemler konulmuştur ki hakkın büyüklüğünü tasdik ancak bu alemleri keşf ile mümkündür.. İşte bu nokta bazıları için düğümlerin atıldığı bazıları için ise düğümlerin bir bir çözülmeye başladığı noktadır.. Dua insanoğlunun mana tarafının en büyük ihtiyacıdır.. Çünkü bu duygu bize O’ndan yani Hak’tan gelir.. İşte bu dua aynı zamanda insanın önünü açacak olan kıymetin başlangıcıdır..

İçimizdeki kıymet dua ile kıpırdanır, canlanır ama hangi dua ile? Hakk’a ulaşmayı dileyen gönüllerin duası Azimüşan’ın dilinden olmalıdır çünkü niyazın ondan olmadıkça dua vücut bulmaz. Öyle bir mütevazilik ve tevazu ile içten yakaracaksın ki Hakk bu yalvarışına karşılık sana bir dost bağışlar. Yani bir yakinlik bağışlar, yakin olan bir yakinlik bağışlar.. O dost senin için dua eder ve işte duanı Hakk katına götürecek ve kabul edecek olan dostun duasıdır, yakinliğin duasıdır. Bundan sonra teslimiyetle dostun yolunda yürüyen temiz bir akılla kavuşmak gerekir.. Selim akıl oldurucu güçtür hattı zatında.. Temiz bir akıl sana kebir bir irade bağışlar demiştik. İradeni ezmek değildir maksat. Kuvvetlendirmektir.. O vakit doğru ile yanlışı ayırt edebilir ve hayat planında levhü mahfuzumuza yazılmış olan kaderimiz doğrultusunda önümüze çıkan yol ayrımlarındaki seçimlerimizi ayanı sabitimize nakşedilmiş olan O’nun bizdeki ismi ile yapmaya muktedir oluruz.. O halde bil ki o dostun kıymeti ve onu baş tacı yapmak bir nevi şarttır.. Çünkü o sana içindeki değeri ile muamele eyler ve Hakk olanın vuku bulmasına yol gösterir.. Lakin o kibirlerini bir türlü bırakmayanlar var ya kendini büyük zannedersin ama şunu bil ki içindeki O’nu keşfetmedikçe sen bir hiçsin manası.. Peki ya keşfedince Hakk gelir içine yerleşir, kesret gider vahdet gelir, içine bir sükun gelir, bir sükunet gelir.. İçindeki zıtlıklar gider Bir’lik gelir bütünlük gelir, içindeki sulh oluşur, terslikler gider.. Her şeye Hakk nazarı ile bakan her şeye hakkını verir.. Böylesi kemalatı yakalamış insanların sayısının çoğaldığını düşün bu dünya cennet olur vesselam.. Böylesi kemalatı yakalamış insanların çoğalması niyazı ile dualarımız O’nun dost varlığıyla, O’nun yakınlığıyla vücut bulsun inşallah sevgili dostlar..

Bir başka muhabbetimiz de yine sizlerin Gönül aleminize hoşnut olma niyazı ile ya hu hu…

Yorumlar

  • (not be published)