“Büyük Ülkelerin Liderleri, Çatışmakla Değil, Barıştırmakla Görevlidir”

Tarih Aralık 09, 2017, 7:23 pm
10 mins

Cumhurbaşkanı Erdoğan İnovasyon ve Girişimcilik Haftası’nın kapanış konuşmasını yaptı.

Konuşmasına, temenni ve teşekkür ile başlayan Erdoğan, büyük şirketlerin yatırımcılara destek vermesi gerektiğini belirtti.

“Dolu dolu bir haftayı geride bırakan etkinliğimizin önümüzdeki yıllarda daha da zenginleşeceğine inanıyorum. Hedeflere ulaşmak için kamunun destekleri yanı sıra girişim sermayesi fonunu da hayata geçirmeliyiz. Basiretli iş adamlarımızı tecrübelerini genç iş adamlarına ve girişimcilere aktararak destek vermelidir. Büyük şirketlerin kurduğu girişim sermayesi fonları dünya genelinde 13 milyar doların üzerinde. Ülkemizdeki büyük şirketler girişimcilere yatırım yapmalı.”

Operasyonlar Başarısız Olacak

“Şimdi sizlere bu konuda tarihten bazı örnekler vereceğim.

16 Eylül 1922 tarihli bir ABD gazetesinde, İstanbul, Muhammedi inanışın merkezi, Atatürk de İslam’ın yeni lideri olarak anılıyor. İlginç değil mi? Bir yere daha geliyorum, 10 Ekim 1922 tarihli gazete, Mustafa Kemal’i korkunç Türklerin, en korkuncu olarak nitelendiriyor. Bu haberlerin bugünkülerden farkı var mı? Dün böyle yaptılar, bugünde aynısını yapıyorlar. Değişen bir şey yok.

Küresel ekonomide rakiplerimiz ve dostlarımız elbette olacak. Algı operasyonuyla çelme takmak isteyenler ise bunun altında kalacaktır.  Önemli olan ihtiyaçları tespit etmek ve buna uygun pratik çözümler üretmektir. Bizim insanımızın ürettiği bazı çözümlerin ticaret alanına taşınmaması akıl alır gibi değil. Bizim yerimiz gelişmekte olan değil, gelişmiş ülkeler sınıfıdır. Türkiye bölgesinde bir istikrar ve umut sembolü olarak yükseliyor.”

“Bizim Yerimiz Gelişmiş Ülkeler Sınıfı”

“Bizim ne üretimle ne tasarımla ne yenilikle ne de girişimcilikle bir sıkıntımız yok. Rabbim millet olarak hepsini de bize, bu millete, bu gençliğe ziyadesiyle lütfetmiştir. Şimdi artık bunları kuvveden fiile geçirme zamanıdır. Türkiye orta gelir tuzağından ancak bu şekilde kurtulabilir. Bizim yerimiz, gelişmekte olan değil, gelişmiş ülkeler sınıfıdır.”

Gümülcine ziyareti hakkında kısaca açıklama yapan Erdoğan, bölgede kasıtlı olarak Türk izlerinin silinmeye çalışıldığını ifade etti.

Umut Türkiye

Gümülcine’de soydaşlarımızın gözyaşlarını bizzat yerinde tespit ettim. Umut Türkiye. Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye’nin sendelemesi demek kardeşlerimizin de sendelemesi demek. Düşünün 65 yıl önce Celal Bayar oraya gitmiş oraya bir okul yapmışlar Celal Bayar isminde. Sonra ismine bile katlanamamışlar ve ismini kazımışlar. Yunan yönetimine söyledim, restorasyonsa restorasyon. Çünkü biz şuna inandık; Düşüncesine güvenen düşünce özgürlüğünden, inancına güvenen inanç özgürlüğünden korkmaz.

“Dünya 5’ten Büyüktür Dememizin Sebebi İşte Bu Orman Kanunu Düzenine Rıza Göstermememizdir”

İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak liderlerle görüştüğünü kaydeden Erdoğan, “Bugün de Sayın Macron ile görüşme yaptım. Azerbaycan’la görüşme yaptım, Kazakistan’la görüşme yaptım. Bütün bu görüşmelerimi devam ettiriyorum. Yunanistan’dan aynı şekilde Sayın Papa’yla görüşme yaptım.” dedi.

Bu sorunun sadece  Müslümanların sorunu olmadığını söyleyen Erdoğan, “Burada aynı zamanda Hristiyanların bizim olduğu kadar sorunu var. Yine bugün Lübnan’ın Cumhurbaşkanı Hristiyandır, onunla da görüştüm, o da aynı sıkıntıyı dile getirdi. Bütün bu gerçekler ortadayken hatta hatta biliyorsunuz bir kısım Yahudiler de bundan rahatsız. Böyle tablo karşısında şu anda Trump, ‘Ben yaptım oldu.’ anlayışıyla bir yere gitmek istiyor. Dünyayı yönetmek bu kadar -kusura bakmayın- kolay değil. Güçlü olmak size bu hakkı vermez. Hele hele büyük ülkelerin liderleri buradan sesleniyorum, dünyada çatışmakla değil barıştırmakla görevlidir. Bunu yapması lazım.” ifadelerini kullandı.

“Birileri karar almadı veya aldıkları kararları son açıklamada olduğu gibi kendileri çiğnediği için insanlar ölüyor, topraklar gasp ediliyor. Her fırsatta söylediğim gibi dünya 5’ten büyüktür dememizin sebebi işte bu orman kanunu düzenine rıza göstermememizdir. Haklının değil sadece güçlü olanın borusunun öttüğü bir yapının adalet, istikrar ve barış üretmesi mümkün değildir.”

İşgali Harita Üzerinden Gösterdi

Erdoğan konuşması sırasında şekil üzerinde 1947 yılındaki Filistin haritasını göstererek Filistin’in paylaşımının ardından İsrail’e yarıdan fazla toprak verildiğini aktardı. Daha sonra Filistin’in adeta lime lime edildiğini, İsrail’in o bölgenin tamamını işgal ettiğini söyleyen Erdoğan, “Değerli gençler, değerli kardeşlerim, İsrail bir işgal devletidir ve şu anda polisiyle, bütün oradaki gençleri, çocukları adeta terör estirerek vuruyorlar. F16’larıyla Gazze’ye saldırıyorlar. Bir taraftan Filistin’e saldırıyorlar. Niye? ‘Ben güçlüyüm.’ Şunu açık ve net söylüyorum, güçlü olmak haklı olmak anlamına gelmez. Haklı olan güçlüdür. Bunu böyle bilelim. Bu karar bir defa bölgeyi ciddi manada tahrik ve tahrip etmektedir. Kağıt üstünde küresel adalet, güvenlik ve istikrarı sağlamakla görevli bir yapının bizzat kendi üyeleri tarafından itibarsızlaştırıldığını görüyoruz. Dünyayı yönetmek bu kadar, kusura bakmayın, kolay değil. Güçlü olmak size bu hakkı vermez. Hele hele büyük ülkelerin liderleri, buradan sesleniyorum, dünyada çatışmakla değil, barıştırmakla görevlidir. Bunu yapması lazım.”

“Kudüs Bizim Göz Bebeğimizdir”

Sistemin kendisinde sıkıntı olduğunu ifade eden Erdoğan ayrıca sisteme olan tepkilerinin birilerinin konforunu kaçırdığını belirtti. ABD’nin kararını tanımadıklarını söyleyen Erdoğan, Kudüs’ün kaderini teröristlere bırakmayacaklarının altını çizdi. Erdoğan sözlerinin devamında, “İşte sizlere Filistin haritalarını gösterdim. Nerelerden nereye geldik. Bunu ancak işgalciler yapar. Devlet terörü estirenler yapar. Kudüs’ün kaderi 1967’den beri hiçbir hukuk, ahlak tanımadan Filistinlilerin topraklarını gasbeden işgalci bir devletin ellerine bırakılamaz. Bunun adı kuzuyu vahşi bir kurda teslim etmek olur. Kudüs bizim göz bebeğimizdir. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Kudüs bizim için bir kırmızı çizgidir, bu böyle bilinsin. Hatta 1,7 milyarlık İslam aleminin kırmızı çizgisidir. Yüreğimizin bir parçası, Mekke ve Medine ne ise diğer yarısı da Kudüs’tür. Alınan karar tam anlamıyla bir provokasyondur ve bu öyle bir provokasyon ki, bu provokasyonun arkasında Evangelistler var. Bunu bizzat zaten sayın Başkandan dinlemiş birisiyim süreci biliyorum. Açık söylüyorum. Müslümanlar gibi Hristiyanların da Kudüs üzerindeki haklarını ayaklar altına alan bu karara biz asla rıza göstermeyeceğiz.”

Yorumlar

  • (not be published)